Pandemi sürecinin başladığı günden itibaren Hazine ve Maliye Bakanlığımız bazı vergileri erteleyerek iş dünyasına bir nebze de olsa katkı sunmaya çalışmıştır.
Ancak, bugün itibariyle Ocak – Mart 2020 dönemine ilişkin geçici vergiyle ilgili herhangi bir erteleme kararı verilmedi. 18 Mayıs tarihinde, ilk 3 aylık kazançları üzerinden gelir vergisi mükellefleri % 15 oranında, kurumlar vergisi mükellefleri ise % 22 oranında kurumlar vergisi ödemek zorunda kalacaklar.
Mevcut şartlar içerisinde ilk dönem geçici verginin uygulanması mümkün değildir.
NEDEN MÜMKÜN DEĞİL ?
Bunun pek çok sebebi var. Kısaca özetlemeyelim.
1- Öncelikle bu dönemde elde edilen kazançlar üzerinden vergi almak vergi adaleti ilkesini zedeleyecektir.
Şöyle ki; Ocak ve Şubat ayında, hatta Mart ayının ilk 10 günlük sürecinde ekonomik ve ticari faaliyetler gayet canlıydı. Dolayısıyla ilk 3 aylık dönemde işletmelerin mali tabloları genel itibariyle “kar”la kapandı. İlk 3 aylık kazançlar esas alındığında 18 Mayıs tarihinde vergi ödenmesi gerekiyor.
Ancak, pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte ticari ve ekonomik faaliyetler son derece azaldı. Hatta pek çok işletme kapatıldı. Dolayısıyla işletmelerin ikinci 3 aylık dönemleri zararla sonuçlanacak.
Yani tablo şu; ilk 3 ay karlı, vergi ödenecek. Hatta bu vergiyi kapanan işletmeler, mücbir sebep kapsamındaki sektörler de dahil olmak üzere tüm işletmeler ödeyecek. Ancak, ikinci 3 ayla birlikte ilk 6 ay olarak düşünüldüğünde büyük bir zarar çıkacak. Dolayısıyla ilk 3 aylık geçici kazanç üzerinden geçici vergi almak bu pandemi sürecinde devletin işletmeler tarafından finanse edilmesi anlamına gelecek. Güçlü devletimizin buna izin vermeyeceğinden eminim. Bu yüzden ilk 3 aylık geçici kazançlardan geçici vergi alınmamalıdır.
2- Mücbir sebep halinde olan mükelleflerden fatura ve benzeri belgelerin temininde zorluk yaşanmaktadır. Örneğin 65 yaş üstü ya da kronik hastalığı bulunan gelir vergisi mükelleflerinden ya da kapatılan işletmelerden belge temin edilememektedir. Bu nedenle ilk dönem geçici verginin uygulanması fiilen mümkün değildir.
3- Mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükelleflerin Mart ayına ilişkin KDV beyan süreleri 27 Temmuz 2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Mart ayına ilişkin KDV beyannamesi verilmeden, Mart ayını da içinde barındıran geçici vergi beyannamesinin verilmesi mümkün değildir.
4- Aralık/2019 dönemine ilişkin e-Defterlerin oluşturulma ve beratlanması süreleri mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükellefler için 27 Temmuz 2020, diğer mükellefler için 1 Haziran 2020 tarihine uzatılmıştır. 2019 yılına ilişkin defterlerin kapanış kaydı yapılmadan 2020 yılına ilişkin açılış kaydı yapılamayacağından ilk dönem geçici vergi beyanında bulunulması fiilen mümkün değildir. Bu nedenle dönem sonu mal mevcutlarını kaydi olarak tespiti de yapılamayacaktır. Bir önceki yıl defterleri kapatılmadan, yeni yılın defterleri açılmadan geçici verginin yapılmasını beklemek, mucizeyi beklemek anlamına gelir.
5- Geçici vergi beyanlarında dikkate alınacak geçmiş yıllar zararları, devreden Ar-Ge indirimi, nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi vb. zarar, istisna ve indirimlerin bir önceki yıla ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilmeden bilinmesi mümkün değildir. Dolayısıyla 2019 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilmeden geçici vergi beyanının verilmesi mümkün değildir.
NE YAPILABİLİR (ÇÖZÜM)
Uygulanması mümkün değildir demek belki de en kolayı. Ama bu zorlu süreçte kamu finansmanını görmezden gelmemiz mümkün değil.
Öncelikle pandemi sürecinde de faaliyet hacmi genişleyen ve kar elde eden sektörler (bankacılık ve finans, perakende gıda ve temizlik ve bunlara bağlı e-ticaret vb) tespit edilmelidir. Yapılacak düzenleme ile bu sektörlerden ilk dönem geçici vergi alınmalı, bunlar dışında kalan tüm sektörlerde Ocak – Mart 2020 döneminden geçici vergi alınmamalıdır. İlk 6 aylık kazanç üzerinden geçici vergi alınması vergilendirmede adalet ilkesini de güçlendirecektir.