Yücel AKDEMİR
İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı
Kayıtdışı Ekonomi ve Çözüm Yolları
Sizlerinde takip ettiği gibi sürekli olarak kayıt dışı ekonomi ve çözüm yolları ile ilgili olarak yazı yazmaya devam ediyoruz ve ülkemizde kayıt dışı sorunu çözülmediği müddetçe de usanmadan bıkmadan yazmaya devam edeceğiz.
Bu ülkeyi sevenler biliyoruz ki kayıt dışı ekonomi düzelmeden, ülkemizde hiçbir şeyin düzelmesi mümkün değil. Ekonomi düzelmeden demokrasiyi, insan haklarını ve ülke bağımsızlığını korumak mümkün değil. Bu nedenle kayıt dışıyla mücadelenin önemini sürekli anlatıyoruz ve anlatmaya devam edeceğiz.
Yönetim Kurulunda görev yaptığım İstanbul Mali Müşavirler Odası toplumsal sorumluluğu gereği 21/03/2006 tarihinde kayıtdışı ekonomi ve çözüm yolları başlıklı bir rapor yayınlayarak kayıt dışı ile ilgili düşüncelerini ülkemiz kamuoyu ile paylaştı.
Uzman bir akademisyen tarafından son gelişmeler ve veriler değerlendirilerek hazırlanan bu rapor medya da hak ettiği ilgiyi görmesine rağmen maalesef bu işin sorumlusu çözüm mecii olan yetkili çevrelerden hak ettiği ilgiyi görmediği gibi yer yer de hak etmediği şekilde eleştiriler aldı.
İSMMO açıkladığı raporda kayıt dışı oranını %107 gösterdi. Bu rakam bir çok kesimi ayağa kaldırdı. Halbuki tüm uygulanan hesaplama yöntemi dikkate alınsaydı açıklanan rakamın ne kadar doğru olduğunu herkes görecekti.
Kayıt dışı ekonominin hacmi nasıl hesaplandı?
Kayıt dışı ekonominin Türkiye’deki boyutlarının tahmininde sabit oran yöntemi kullanılmıştır.
Bu, kayıt dışı ekonominin tahmini için geliştirilmiş ilk yöntemdir;para talebi yaklaşımı ve emisyon yaklaşımı olarak da adlandırılır. En yaygın kullanılan yöntem olması ve diğer ülkelerdeki kayıt dışı ekonomi büyüklükleriyle karşılaştırılabilir verilerin elde edilmesi, bu yöntemin tercih edilmesine sebep olmuştur.
Sabit oran yöntemi, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerde nakit in bir araç olarak kullanıldığını varsayar ve nakdin, vadesiz mevduata oranın(C/D) esas alır. İnceleme dönemi boyunca C/D oranının en düşük olduğu yılda kayıt dışının olmadığı kabulüyle, bu yıldaki oranı temel alıp kayıt dışı ekonomi hacmini tahmin eder.
Kayıt dışı ekonomi tahminimizde kullanılan dolaşımdaki para miktarı ( C ) ve vadesiz mevduata (D) ilişkin veriler DİE nin 1923-2004 istatistik göstergeler kitabından elde edilmiş resmi verilerdir.
Söz konusu yöntem, daha önce DPT nin yayımladığı Kayıt Dışı Ekonomi Raporun’ da DPT uzmanı Ayşegül Şimşek Tandırcıoğlu tarafından da kullanılmıştır.
Bu sebeple, kayıt dışı ekonominin boyutlarının bu derecede yüksek olduğunu gösteren çalışması İSMMO nun Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözüm Yolları raporu değildir. İncelenen dönemin farklılığından dolayı kayıt dışı ekonominin hacmini tahmin için temel alınan yılın aynı olmaması oranların bir miktar farklılaşmasına yol açmıştır.
Yöntemin uygulaması ve kullanılan verilerde herhangi bir hata yoktur. Kayıt dışı ekonomi ile ilgili tahmin, bu yöntem kullanıldığında raporda yayınlandığı gibidir. Türkiye ‘ de kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomiye oranı 2004 yılında %107,3 dür. Bir başka açılım ise; Toplam ekonominin %53,6 sı kayıt dışı ekonomidir. Yani toplam ekonomik faaliyetlerin yarısından çoğu kayıt dışıdır. Nitekim DİE Hane Halkı İşgücü 2001 Anketi sonucuna göre, Kayıtlı istihdam edilenler 21.524.000, kayıt dışı istihdam edilenler 11.382.000 kişidir. Kayıt dışı istihdam oranı %52,8 dir.
DİE Hane Halkı İşgücü 2002 Anketi sonucuna göre, kayıtlı istihdam edilenler 21.354.000 kayıt dışı istihdam edilenler 11.133.000 kişidir. Kayıt dışı istihdam oranı %52,1 dir.
DİE Hane Halkı İşgücü 2003 Anketi sonucuna göre, kayıtlı istihdam edilenler 21.147.000 kayıt dışı istihdam edilenler 10.943.000 kişidir. Kayıt dışı istihdam oranı %51,7 dir.
İstihdamın yarısından fazlasının kayıt dışı olduğunu ortaya koyan DİE verileri ile sabit oran yöntemine göre ekonomik faaliyetlerin yarısından fazlasının kayıt dışı olduğunu ortaya koyan bu rapor sonuçları örtüşmektedir. Bu durum kayıt dışı ekonomi ile ilgili İSMMO ‘ nun tahminini doğrular niteliktedir.
Türkiye ‘ de kayıtlı ekonomik faaliyetlerden biraz daha fazlasının kayıt dışı olması, toplam ekonomik faaliyetlerin yarısından fazlasının kayıt dışı olduğu anlamına gelirken ve bütün bilimsel çalışmalar bunu ortaya koyarken, bilimsel bir eleştiri getirmeden mevcut tahminlerin yanlış olduğunu iddia edip kayıt dışı ekonominin daha düşük oranlarda olduğunu kabul etmek, gerçekleri ertelemekten başka bir şey değildir.
Maalesef Maliye Bakanlı yetkilileri yukarıdaki gerçekleri kabul etme yerine muhasebecileri suçlama yoluna gitmişlerdir. Muhasebeciyi suçlamak yerine ;
- Vergiye uyumu geliştirmek için vergi denetimi konusuna ağırlık verip bunun yollarını aramak
- Bununla birlikte Odanın sunduğu raporda nedenleri kapsamlı ve akademik olarak belirtilmiş olan kayıt dışı ekonomi olgusunu ortadan kaldırmak üzere mali, ekonomik ve sosyal alanda alınacak tedbirler ile mükelleflerin vergiye uyumunu artırmak daha faydalı olacaktır.
Kayıt dışı ekonominin bugün geldiği bu nokta Türkiye ‘nin sorunun özüne odaklanmayan yaklaşımlarla kaybedecek zamanı yoktur.
Kaynak: Ordu SMMM Odası Bülten Dergisinden Alınmıştır.