Yeni tebliğ usulü
7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Torba Kanunu'yla Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) tebligatla maddelerinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
Mükellef veya vergi sorumlularına yahut diğer ilgililere vergilendirme işlemleri ile ilgili olarak yapılacak tebligatlarda;
1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
3. Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan Adres Kayıt Sistemi'nde bulunan yerleşim yeri adresi,
“bilinen adres” olarak kabul edilecektir.
Mükellef tarafından bildirilmiş veya idarece tutanakla tespit edilmiş adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınacaktır.
7061 sayılı Kanun'la, Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan Adres Kayıt Sistemi'nde bulunan yerleşim yeri (ikametgah) adresi bilinen adresler arasına dâhil edilmiştir. Buna göre bilinen yerleşim yeri adresi olarak sadece Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi kabul edilecektir. Mükellef tarafından vergi idaresine yerleşim yeri adresi olarak bir adres bildirilse dahi tebligatlarda bu adres dikkate alınmayacaktır.
Aslında Danıştay, pek çok Kararı ile MERNİS adrese dayalı nüfus kayıt sistemini bilinen adresler arasına almış ve bu adrese de tebliğ yapılmayan hallerde, mükellefin bilinen adreslerin tümünden aranmadığını kabul etmekteydi. Bu değişiklik ile genellikle içtihatları berteraf edici düzenlemeler yapılırken, bu defa içtihat yasaya aktarılmıştır.
Vergilendirme işleminin tebliğ edileceği kişinin geçici veya daimi ayrılma gibi nedenlerle işyeri adresinde bulunamaması veya işini bırakmış olması yahut işini bırakmış kabul edildiği (re’sen terk) hallerde hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacaktır. Bilinen işyeri adresi olmayanlara tebliğ ise doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacaktır.
Bu değişiklikle beyannamelerde gösterilen adresler veya vergi dava dilekçelerinde belirtilen adresler, “bilinen adres” olmaktan çıkartılmıştır.
Tebliğ işlemi, tebliğ olunacak evrakı içeren zarfın posta idaresince muhatabına verilmesi ve bu durumun muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespiti suretiyle yapılacaktır. Zarfın, muhatabına verildiği tarih tebliğ tarihi kabul edilecektir.
İlgilinin bilinen işyeri adresinde bulunamaması veya doğrudan MERNİS adresinde tebliğ yapılamaması yahut kişinin bilinen iş yeri adresinin olmaması dolayısıyla MERNİS adresinde tebliğ yapılamaması hallerinde tebliği çıkaran idare münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkacaktır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakına, adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine ikinci defa çıkıldığına ilişkin ibare konulacaktır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren ve bu tebliğ ekinde yer alan tebligat pusulası kapıya yapıştırılacaktır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh düşülerek evrak idareye iade edilecektir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihi izleyen on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacaktır.
Tebliğlerin posta idaresinin aracılığı yerine memur vasıtasıyla yaptırılması durumunda da bu aktardığımız esaslar yine uygulama alanı bulacaktır.
Öte yandan muhatapların tebliğe elverişli elektronik adresi bulunması halinde tebligatlar elektronik ortamda da yapılabilecektir.
Yukarıda aktardığımız yeni tebliğ usulü 1.1.2018 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu tarihe kadar, eski usulde tebliğe devam edilecektir.
Yeni getirilen yöntemin pek çok soruna ve hak kaybına yol açacağı açıktır. En azından sadece posta memurunun veya tebliğe çıkan idarenin memurunu imzası ile yetinilmesi, her şeyin bir basit pusulaya indirgenmesi, pek yerinde olmamıştır. Öte yandan muhatapların idareye tebliğ yapılması için bildireceği adresinin kabul edilmeyecek olması, başlı başına bir sorundur. Örneğin yazlığına giden bir kişinin vergi idaresine, üç ay bu adreste bulunacağını bildirmesinin kabul edilmeyip, yine de bulunmadığı adrese tebliğin yapılacağını kabul etmek, anlaşılır nitelikte değildir.
Öteden beri savunduğumuz gibi, bu konuda bence asıl çözüm, vergilendirme işlemlerine özgü tebliğ yönteminden vaz geçilerek, bu konunun tamamiyle Tebligat Kanunu'na bırakılmasıdır.